
Ayın Ressamı

Leonardo Da Vinci
15 Nisan 1452’de, İtalya’nın Floransa kenti yakınlarındaki Vinci kasabasında dünyaya gelen Leonardo da Vinci, evlilik dışı doğan bir çocuktu. Babası noter Messer Ser Piero da Vinci, annesi ise bir köylü kadını olan Caterina idi. Annesi evlendirilinceye kadar Leonardo’ya beş yaşına dek annesi baktı; ardından büyükannesi ve büyükbabasıyla yaşamaya başladı. Ancak 1466’da ikisinin de peş peşe hayatını kaybetmesiyle, Leonardo yeniden babasının yanına döndü.
O dönemin sosyal yapısı gereği evlilik dışı doğmuş olması, Leonardo’nun üniversite eğitimi almasına engel teşkil etti. Ancak resme olan yeteneği daha küçük yaşlarda dikkat çekmeye başlamıştı. Babası, çizimlerini dönemin önemli sanatçılarından Andrea del Verrocchio’ya gösterdi. Verrocchio, genç Leonardo’nun yeteneğinden etkilenerek onu atölyesine çırak olarak kabul etti. Bu çıraklık dönemi, resim, heykel, mimari, geometri, doğa bilimleri ve müzik gibi birçok alanda kendisini geliştirmesine olanak sağladı.
Leonardo Da Vinci’nin Sanat Hayatı
1482 yılında, ustası Verrocchio’nun yanından ayrılan Leonardo da Vinci, yeni bir başlangıç yapmak üzere Floransa’dan Milano’ya gitti. Burada dönemin güçlü isimlerinden Ludovico Sforza’nın (nam-ı diğer Il Moro) hizmetine sanatçı ve mühendis olarak katıldı. İlk büyük işi, San Francesco Grande Kilisesi için hazırlanan bir altar panosu oldu: Bugün Louvre ve National Gallery koleksiyonlarına bölünmüş şekilde ev sahipliği yapan, büyüleyici Kayalıklar Madonnası tablosu…
Leonardo’nun Milano’daki üretkenliği resimle sınırlı değildi. Sforza ailesinin festivallerinde kullanılan dekorları ve kostümleri tasarlıyor, askeri mühendis ve mimar olarak görev alıyor; uçan makinelerden kale savunmalarına uzanan tasarımlar yapıyordu.
Bu dönemde figür eskizleri üzerinden insan anatomisine olan ilgisi derinleşti. Özellikle 1480’li yılların sonlarına doğru, insan vücudunun oranları, kas yapısı ve fizyolojisi üzerine bilimsel araştırmalarına ağırlık verdi. Anatomik çizimleri, bugün bile çağının ötesinde kabul edilir.
Aynı dönemde günlüklerine notlar almaya başladı. Leonardo’nun solak olması, yazı stilini de benzersiz kıldı: Notlarını sağdan sola, ayna yazısıyla kaleme alıyordu. Bu alışkanlık hem mürekkebin bulaşmasını önlüyor hem de yazılarını meraklı gözlerden koruyordu.
1493 yılında, Milano Dükü Ludovico il Moro, babası adına görkemli bir atlı heykel siparişi verdiğinde Leonardo da Vinci işe tutkuyla sarıldı. Atölyesinde devasa kil modeller, kalıplar ve özel fırınlar hazırladı. Ancak planlarını alt üst eden şey, kısa süre sonra patlak veren savaştı. Bronz eritme süreci yarım kaldı, heykel asla dökülemedi. Geriye, yalnızca o döneme ait etkileyici taslaklar ve eskizler kaldı.
1495’te, Ludovico bu kez Leonardo’dan Santa Maria delle Grazie Manastırı’nın yemekhanesi için unutulmaz bir tablo istedi: Son Akşam Yemeği. Leonardo, geleneksel fresk tekniği yerine yeni bir teknik denemeye karar verdi. Ancak bu cesur hamle sonuç vermedi. Eser, tamamlanmasından kısa süre sonra bozulmaya başladı. Bugün bile restore edilerek korunmaya çalışılan bu başyapıt, bir yandan Leonardo’nun vizyonunu simgelerken, diğer yandan en büyük teknik başarısızlığı olarak anılıyor.
Kısa bir süre sonra geçirdiği felç sonucu bedeninin sol tarafı etkilense de çalışmalarına devam etti ancak resim çalışmalarını ağırlıklı olarak öğrencisi ve kadim dostu olan Melzi yapıyordu. Fırça pek kullanamıyor olsa da çizime ağırlık veriyor, desen çalışmaları ve tufan konulu gerçeküstü çizimler yapıyordu.
1518’de sağ koluna felç inen ve yatağa mahkum olan Leonardo 2 Mayıs 1519’da 67 yaşında Cloux Şatosu’nda hayatını kaybetti ve buradaki St. Florentin Manastırı’nın kilisesine gömüldü.
![]() | ![]() | ![]() | ![]() |
|---|---|---|---|
![]() | ![]() |








